Milli Saraylar Başkanlığı tarafından restorasyon, peyzaj ve iyileştirme çalışmaları tamamlanan Beşiktaş’taki Yıldız Sarayı’nın açılış töreninde konuşan Erdoğan, sarayın milli mücadele tarihinde de özel bir yeri bulunduğunu şu sözlerle ifade etti:
“Gazi Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru’yla yola çıkmadan bir gün önce buraya gelmiş ve Sultan Vahdettin’le görüşmüştür. Gazi Mustafa Kemal, o tarihi görüşmeyi şöyle anlatır: ‘Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda Vahdettin’le adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu; birbirine paralel hatlar üzerine düşman zırhlıları bordalarındaki toplar sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş. Vahdettin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı. ‘Paşa paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir ve tarihe geçmiştir. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa, devleti kurtarabilirsin.’ Bunun üzerine Gazi Mustafa Kemal, Sultan Vahdettin’e şu cevabı verir; ‘Merak buyurmayın efendimiz, noktainazarı şahanenizi anladım. İrade-i seniyyeniz olursa hemen hareket edeceğim.’ ‘Muvaffak ol’ hitabına mazhar olduktan sonra huzurdan çıktım, ayaklarımızın patırtısını işittirmeden saraydan uzaklaştık.'”
Ancak Külliye’nin tarih danışmanı Murat Bardakçı’nın geçtiğimiz yıl katıldığı Teke Tek programında söyledikleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri ile tezat oluşturuyor. Vahdettin’in anılarının kendisinde olduğunu belirten Bardakçı şunları söylüyor:
“Fatih Altaylı: Senin dediğin şu, Vahdettin işgali İngilizlerle iyi geçinerek sona erdirebileceğini, İngilizlerle dostluk ederek sona erdirebileceğini düşünüyor ve bunu açık açık söylüyor. Ve Vahdettin de zaten bir İngiliz hayranıdır, bir İngiliz dostluğu var. Senin kitabından, tanımam Vahdettin’i..
Murat Bardakçı: Hayranlık değil de korkuyor bir de…
Fatih Altaylı: Atatürk ise, devletin bir kanadı ise diyor ki kardeşim biz bir Kurtuluş mücadelesi vermeliyiz.
Murat Bardakçı: Kurtuluş mücadelesi tam diyemeyiz. ‘Bir şey yapmak lazım’ Arada fark var, nüansı kaçırmayalım. Bir şey yapmamız lazım diyorlar. Ve Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir, Mustafa Kemal Paşa.. Bunlar gönderilir. Elini kolunu sallayarak bir adam gidip de ‘ben geldim haydi organizasyon yapalım’ diyemez. Bir resmi tayin lazım. Sultan Vahdettin imzalamıştır. Tayin kararnamesinin altında Damat Ferit Paşa, Şakir Paşa ve Sultan Vahdettin imzası var. Ama Vahdettin bu kararnameyi, iradeyi daha doğrusu ‘Git memleketi kurtar’ diye yapmıyor. Bunu Mustafa Kemal de söylemiyor, kendisi de söylemiyor. Bir şey yapmaya çalışıyorlar. Vahdettin bir prosedürü yerine getirmiştir son imza sahibi olarak. Şimdi, Vahdettin’in imzaladığı iradeyle gitmesi başka bir şeydir, ama Vahdettin’in ‘Git Paşa, memleketi kurtar, mücadele başlat, düşmanı kov’ demesi başka bir şeydir. Böyle bir şey yok. Ben bunu anlatamıyorum kimseye.. Niçin anlaşılmıyor: Tarih maalesef Türkiye’de hesaplaşma vasıtası oldu. Tamamen politize olduğumuz ve birbirimizin gözünü oyduğumuz için tarihi de kullanıyoruz bu işte.”