FETÖ’ye yönelik birçok soruşturmada ve çatı ana davasında tanık olarak dinlenen ve 2015 yılında kendiliğinden Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne giderek örgüte ilişkin bildiklerini anlatan Kemalettin Özdemir hakkında ilk kez 2018 yılında şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı.
İddianamede, birçok örgüt üyesi ve gizli tanık beyanlarının incelenmesi sonucunda şüpheli Kemalettin Özdemir’in, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde mahrem imam, Ankara il imamlığı, Afrika ülke imamlığı, Polis Akademisi ve Polis Koleji imamlığı, örgüte ait vakıf mütevelli heyeti üyeliği ve emniyet mahrem imamı gibi birçok örgütsel görev alarak, örgüt yöneticisi pozisyonunda örgütsel faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiği belirtildi.
2015 YILINDAKİ İFADESİ DELİL OLDU
Şüphelinin, 16 Ocak 2015 tarihinde kendiliğinden Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne giderek örgütle ilgili bildiklerini bilgi sahibi sıfatıyla anlattığı ifadesi incelendiğinde; FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün faaliyetleri, örgütün hiyerarşik yapısı, örgütün mahrem yapılanması, örgütün medya yapılanması, örgütün mali yapılanması, örgüt lideri, örgütün yöneticileri ve üyeleri ve kendisinin örgütsel konumu hakkında birçok konuda anlatımda bulunduğunun tespit edildiğine dikkat çekildi.
Şüphelinin anlatımlarından ve dosya içerisinde yer alan delillerden, Kemalettin Özdemir’in mahrem sorumlu ve emniyet mahrem imamı olarak örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ve sonrasında örgütten ayrıldığı, örgüt hiyerarşisinde Kemalettin Özdemir’in yerine ise Osman Hilmi Özdil isimli şahsın geçtiğinin tespit edildiği vurgulandı.
Şüphelinin uzun yıllar örgüt hiyerarşisi içerisinde sorumlu düzeyde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu ve bu faaliyetlerin organizasyonunu yaptığı, örgütsel görevlerini örgütten aldığı talimatlarla yerine getirdiğinin anlaşıldığı, Fetullah Gülen’in lideri olduğu örgüte güven sağlanacak derecede devamlılık arz eden bir bağlılığının olduğunun tespit edildiği belirtildi.
Şüphelinin hiyerarşik olarak örgüt üyeleri üzerinde bir konumda olduğu ve örgütsel faaliyetlerin organizasyon ve icrasında ‘harekete geçiren’ olarak rol üstlendiği hususunda hiçbir şüphenin bulunmadığı, bu şekilde de FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün bir yöneticisi konumunda bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı kaydedildi.
ÖRGÜTSEL TALİMATLARI DOĞRUDAN İLETEN KİŞİ
‘Silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek’ suçu açısından, kişinin hiyerarşik olarak örgüt mensuplarının üzerinde bulunması, geniş bir alanda iş bölümü yapabilme yetkisi bulunması, örgütün üyeleri üzerinde sevk ve idare görevi bulunması, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda, icrasında harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol oynayabilme ve bu faaliyetleri denetleyebilme yetkisi olmasının gerekli olduğuna dikkat çekilerek, “Mevcut delil durumu karşısında şüphelinin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü içinde yönetici sıfatıyla aktif ve etkin görev üstlendiği, örgütün kuruluş amaçlarını, ideolojisini, fikir, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü bir şekilde örgüt hiyerarşisine dahil olduğu ve örgüt içerisinde örgüt mensuplarının hiyerarşik olarak üzerinde bulunduğu, örgütsel talimatları doğrudan ileten kişi olarak örgüt adına yöneticilik yaptığı, örgüt üyeleri üzerinde organizasyon ve sevk – idare yetkisi bulunduğu, örgüt içerisinde yönetici sıfatıyla faaliyet gösterdiği, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı örgüt yöneticiliği suçunu işlediği kanaatine varılmıştır” denildi.
ETKİN PİŞMANLIK MAHKEMENİN TAKDİRİ
Kemallettin Özdemir’in, dosya kapsamındaki ifadesine de iddianamede yer verildi.
Doya kapsamında hakkında adli kontrol tedbiri uygulanan Kemalettin Özdemir’in savunmasında; örgüt hakkında daha önce bildiği her şeyi tanık sıfatıyla anlattığını, 2010 yılına kadar örgüt ile irtibatı olduğunu, ancak 2010 yılından sonra yakinen herhangi bir ilgisi olmadığını, örgütün deşifre edilmesi için güvenlik güçlerine kendiliğinden giderek ifade verdiğini, bu konuda birçok davada tanık sıfatıyla bilgi vermeye devam ettiğini söylediği aktarıldı.
Şüphelinin ‘Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme’ suçundan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenirken, 2015 yılında emniyette verdiği ifadesinin TCK’nın 221’nci maddesi kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanma şartları içerisinde yer aldığı; ancak bu durumun mahkemece takdir edilmesi gerektiği değerlendirildi.